Kanepe Patatesi
Farkındalık, Yorgunluk, Kimlik, Değişim
FEYZA AKTAŞ
8/18/2025
Bazen, aklımıza ansızın çok eski bir anı gelir. Öyle bir anı ki, yaşandığını bile unutmuşuzdur. Sonra bir kelimeyle, bir görüntüyle yeniden canlanıverir. Geçenlerde benim de zihnimde böyle bir kelime belirdi. Öyle ki bu kelime benliğimi tanımladı bir anda: couch potato.
Ortaokulda bir İngilizce dersindeyim. Öğretmenimiz bu deyimi “gün boyu kanepede yatıp televizyon izleyen, başka hiçbir şey yapmayan insanlar” olarak tanımlamıştı. Ne kadar ilginç bir kavram demiştim. “Öyle insan mı olur ya?” demiş, küçümsemiştim, belki de ayıplamıştım.
Şimdi yirmi yaşımdayım ve miskin bir günümde, tam da o tanıma uyan bir haldeyken, o dersi hatırladım. Nereden bilebilirdim, beni tanımlayacak bir deyimi ayıplayacağımı. Oysaki çok da normal geliyor, gün boyu yatıp dizi izlemek ve saatlerimi telefonda harcamak. Kabul ediyorum ki hoşuma da gidiyor. Kanepeye kıvrılıp üstüme yumuşacık bir battaniye alayım, yanımda kahvem olsun; sevdiğim diziyi de açtım mı, oh!
Ama bu deyimi hatırlamak benliğimde değişik bir farkındalık yarattı. Küçükken garipsediğimiz, ayıpladığımız bazı halleri, büyüyünce normalleştiriyoruz. Hatta bazen kendimizde buluyoruz. Hayat bizi sürüklüyor ve bazen nasıl bir kimliğe büründüğümüzü fark etmiyoruz bile. Meğer hayatın içine yayılan yorgunluğun da bir adı varmış: kanepe patatesi.
Hakkımızda
Hayatımızın dönüm noktaları öyle görkemli anlar değildir genellikle; bir kelime, bir renk, bir düşünce bizi bambaşka bir yere taşır. Epifani Blog’da; “Kanepede Patatesi”nden “Hayatın Altını Çizen Cümle”ye, “Öz Disiplin”den “An’da Durmak”a uzanan günlük deneyim ve çıkarımları samimi, yalın bir dille bulacaksınız.
İletişim
iletişim@epifani.blog
© 2025. All rights reserved.