Hayatımın Altını Çizen Cümle

Strateji, Özgürlük, Mücadele, Direniş

FEYZA AKTAŞ

8/7/2025

Sevmediğim birinin zihnimde yankılanan bir cümlesi var:
“Hayat bir satranç gibidir; oynadığını unutursan hamleni kaçırırsın. Bu yüzden güzel giden bir şeye bile aldanma, oynadığını asla unutma. Bu hayatta zeki olan değil, sevgi dolu olan değil; her zaman stratejik oynayan kazanır.”

Bu kişinin kim olduğunu anlatmak gibi bir çabam olmayacak. Zira anlatsam bile, hikâyenin kaderi o bilindik sona döner: Gerçekle hayalin iç içe geçtiği, dinleyiciyi etkilemek uğruna kurgunun süslenildiği sanılan o mistik anlatılardan birine...
Ama sizi temin ederim ki benim gerçekliğimde hepsi fazlasıyla gerçekti.

Duyduğum bu cümle benliğimde derin bir kırılma yarattı, hatta hayatımın altını çizen cümle oldu diyebilirim. Peki, bu sözle aynı fikirde miyim? Hayat gerçekten de içten pazarlıklı oynanması gereken bir satranç oyunu mu? Hayır. Ama kimine göre de evet.

Bugün, yaşadığım koşullar bana huzurlu bir ortam sunuyor. Sanki kendimle ve hayatla bir ateşkes imzalamış gibiyim. Fakat o cümleyi ilk duyduğumda, o barış ortamından eser yoktu.Bu cümleyi söyleyen kişiye ve onun hayata bakışına karşı büyük bir savaş başlatmıştım.
Kendim olma yolunda acı dolu bir mücadele verirken, hayatımı bu sözün tanımlamasına izin vermemek için elimden gelen her şeyle direnmiştim.

Evet, hayat bir satranç. Ama bu oyunun kuralını kim koyar? Keyifli bir strateji oyunu mu olmalı bu, yoksa hayata karamsar bir filtreden bakıp sürekli tetikte olmamızı gerektiren bir hayatta kalma savaşı mı?

Zaten böyle bir bakış açısıyla insan, kendini sürekli bir tehlike ve ondan kaçış döngüsünde bulmaz mı?
İşte bu yüzden, kendi kurtuluşunu inşa etme bahanesiyle herkese savaş açanlarla dolu dünya.

Bu yazımı, başkalarının değil, kendi özgürlüğü ve fikirleri uğruna savaşanlara ithaf ediyorum. Herkesin kendi felsefesi olmalı. Hiçbir otoritenin ya da zorbanın, ikinci el tecrübeleri ile özgür bir ruhu yönetmeye hakkı yoktur.

Ben de kendi felsefemi yeniden yazıyorum: Evet, hayat bir satranç gibidir. Ama gözünü hırs, kalbini kin bürümüş biriyle aynı tahtada oynamam. Benim oyundan keyif almam gerekir. Ben, oyunu dost ellerden öğrenmek isterim.