Bir Kitabın Hayat Değiştiren Anı

Empati, Hayal gücü, Yazarlık, Gözlem

FEYZA AKTAŞ

8/14/2025

Bir Kitabın Hayat Değiştiren Anı

|

Bir insan yaşamadığı bir duyguyu tadabilir mi?

Yakın bir zamanda Ian McEwan’ın Kefaret adlı kitabını bitirdim. Kitap, doğrusal olmayan zaman algısı ve bilinç akışı yöntemlerini kullanarak yazılmıştı. Postmodern romanların ortak özelliği olan bu yöntemler, insan zihnine daha yakından bakmamızı sağlayan bir ortam oluşturuyor.

Beni kitapta etkileyen şey ise, bir insanın bu kadar farklı zihinleri bu kadar güzel bir şekilde anlatabilmiş olmasıydı. Çünkü benim anlayışıma göre, bir şeyi ne kadar iyi tecrübe edersek, o konu hakkında o kadar net ve gerçekçi yazabiliriz.

Fakat bu kitapta yazar, o kadar farklı kişilikleri o kadar ustaca yazmıştı ki okurken hayranlık duymamak elde değildi. Mesela bir annenin migren atağını anlattığı sahnede adeta büyülenmiştim. Onu zaman zaman yatağa bağlayan bu rahatsızlık yüzünden oldukça gelişen işitme duygusu sayesinde annenin, evde olup biten her şeyi adeta görüyormuş gibi bilmesi ve her şeye hâkim oluşu beni derinden etkiledi, hatta ürpertti diyebilirim.

McEwan’ın kullandığı tanrısal bakış açısının bu denli ustaca oluşu, o annenin eve yayılan hâkimiyeti gibi, yazarın adeta bir duman gibi evlerimize yayıldığını düşündürttü.

Düşünmeden edemedim: Tüm bunları yaşamamış bir insan, bir rahatsızlığı bu denli güzel aktaramaz. Kim bilir, belki de yaşamıştır.

Fakat hem küçük bir kız çocuğunun şımarık hayal gücüne sahip olup, hem bir genç kadının uçarı dünyasını nasıl bu denli tasvir edebilir?

İşte burada McEwan’ın ustalığı devreye giriyor. Hani bazen insanların zihninden ne geçtiğini merak ederiz ya, "Acaba bu insan ne yaşıyor da böyle davranıyor?" deriz, işte McEwan tüm bunların cevabını ustalıkla vermiş.

Yazarlığa olan bakış açımı tekrardan şekillendiren bu kitap, bana empati ve gözlem gücüyle hayatı farklı zihinlerden de görebilmeyi öğretti. Yaşadığımız farklı tecrübeleri ve çevremizdeki farklı insanların tecrübelerini harmanlayarak bambaşka kişilikler yaratabilir, bambaşka insanlar olabilirmişiz. Hem bir kız çocuğunun masumluğunu anlayabilir hem de onun arkasında yatan düşünceleri okuyabilirmişiz gibi.

Bu kitabı okuduktan sonra yazarlıkta hiçbir sınırlama olmadığını ve herkes gibi düşünüp herkes gibi yazabileceğimi fark ettim.

Ben hayal gücümde hem genç bir kız olabilir hem de küçük bir kız çocuğuna dönüşebilirdim. Bir başka hayal dünyasında âşık bir genç adam olup hayatın sadece gelip ona sahip olunmasını beklediğini düşünebilirdim.

Hayatı istediğim zihinden görebilir, istediğim insan olabilirdim.